Gündelik hayatın stresi, gelişen teknoloji ve hızla artan betonlaşmayla beraber büyükşehirler yaşanmaz bir hale geldi. Şehir hayatından kaçmak isteyenlerin aklına ilk olarak doğal yaşamın hakim olduğu köyler geliyor. Köy dediğimiz yerleşim yerlerinde tertemiz hava, organik meyve-sebze ve doğal bir yaşam söz konusu oluyor. Ama listemizde yer alan köylerde durum biraz farklı. Herkes hep huzurun veren köylerden bahsettiği için biz de dünyanın en tuhaf köylerini yazmayı tercih ettik.
ZHONGDONG KÖYÜ – ÇİN
Çin’in Guizhou eyaletinde bulunan Zhongdong, dünyanın en tuhaf köyleri arasında yer alıyor. Bu köy bir mağaranın içinde kurulmuş, içine girdiğinizde ise kendinizi bir film setindeymiş gibi hissedebilirsiniz. Uzun yıllardır bu şartlar alında yaşayan köy halkı, bu durumda bir gariplik görmüyor ve normal karşılıyor. Köy sakinleri, günümüz köylerindeki yaşama benzer bir hayat sürüyor, her gün ineklerini sağıyor, tarımla uğraşıyorlar. Hatta okul dahi var, çocuklar mağaranın içindeki okullarında eğitimlerini sürdürüyorlar. Zhongdong köyündeki en büyük sıkıntılardan biri de ulaşım sıkıntısı. Bu sebepten ötürü köyde sadece 100 kişi yaşıyor.
Köydeki sıkıntılar sadece bu kadar değil tabii. Her hafta yiyecek, içecek, giyim, sağlık gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için 15 kilometre uzaklıktaki pazarlara alışveriş yapmaya gidiyorlar.
PALANGAN KÖYÜ – İRAN
Palangan, İsfahan’a yaklaşık 233 kilometre uzaklıkta kalan bir köy. Köyde yaşayanlara da Luriler deniyor. Luriler de İran’da yaklaşık 5 milyon nüfusa sahip olan Orta Asya’dan gelmiş bir etnik grup. Sar Agha Seyed ile Plaangan’daki evler sürekli birbiriyle karıştırılıyor. Aralarında fark Sar Agha Seyed’deki evler kerpiçten, Palangan’dakilerin ise taştan.
Bu köyü ilginç yapan ise evlerin yapım şekli. Tahran’ın 660 kilometre güneybatısında yer alan Palangan köyü, bir vadinin iki yakasına sıralanmış evlerden oluşuyor ve meridyen gibi üst üste sıralanmış şekildeler. Bu evler öyle bir düzende inşaa edilmiş ki, her evin çatısının bir başka evin (üst komşunun) bahçesi olması.
Sosyal medyada ve haber sitelerinde sıklıkla paylaşılmasıyla popülaritesini arttıran köy, adeta bir turistik merkez haline geldi. İran’a giden turistler, farklı mimariye sahip olan bu köyü ziyaret etmeden dönmüyorlar.
HAİD AL-JAZİL KÖYÜ – YEMEN
Yüzüklerin Efendisi izlediyseniz ve sevdiyseniz kesinlikle bu köyü ziyaret etmeniz gerekiyor. Öyle bir yerde konumlanmış ki adeta film sahnelerinden fırlamış gibi. Koca bir vadinin ortasında bir kaya parçası üzerinde kurulan Haid Al-Jazil köyü, güzel olduğu kadar korkunç bir görünüme sahip.
Köyün böyle noktaya kurulmuş olmasının özel bir nedeni var. Yemen’de bir şehir denize yakın değilse çok büyük su sıkıntısı çekiyor. Haid Al-Jazil halkı da bunu düşünerek, sadece yılın belli dönemlerde yağan yağmurlardan faydalanmak için köyü nehir vadilerinin olduğu noktaya kurmuş.
SAVOCA KÖYÜ – SİCİLYA
Savoca, Orta Çağ izlerini taşıyan ve o dönemin ruhunu yansıtan bir köy. Ünlü yönetmen Francis Ford Coppola’nun başyapıtı “Baba” nın (The Godfather) çekilmesinden adından sıkça söz edilen bir köy burası. Eski taş evleri, şaşırtıcı sokakları ve kiliseleriyle adeta tarih kokuyor. Savoca köyü otantik mimarisini öyle bir korumuş ki, adeta bir çizik dahi atılmamış.
JUZCAR KÖYÜ – İSPANYA
Jùzcar köyü, İspanya’nın güneyini kapsayan Endülüs bölgesinin Malaga bölümünde Serrania de Ronda’da konumlanıyor. Bu köyün hikayesi listemizde yer alan diğer köylerden biraz farklı.
Bu köy ‘Şirinler köyü’ olarak biliniyor. Masmavi görüntüsünü de zaten bu isimden alıyor. 2011 yılında Sony Pictures, Şirinler filminin çekimleri için bu kasabayı seçiyor ve film seti olarak kullanılmak üzere öneride bulunuyor. Köy halkı öneriyi kabul edince Jùzcar, baştan aşağı maviye boyanıyor. Köy evlerinden belediye binasına, kiliselerden mezarlıklara kadar tüm köy masmavi bir hal alıyor. Film çekimleri bittikten sonra ‘köy yeniden beyaza boyansın mı’ diye bir referanduma gidiliyor ama halk, köyün mavi kalmasını istiyor.
