Yunanistan tarihinin önemli isimlerinin kabirlerinin bulunduğu Atina Birinci Mezarlığı, ilgi çekici mezar taşları ve heykelleriyle adeta açık hava müzesini andırıyor. Mezarlık hem Yunan tarihi hem de heykel sanatında önemli bir yer tutuyor.
Başkentin en eski mezarlığı olan Atina Birinci Mezarlığı, resmi olarak 1838’de dönemin belediyesi tarafından kuruldu.
Atina Belediyesinin verilerine göre, bugüne ulaşmış mezarlığa ait ilk plan, 1860 senesine ait. Bu planda küçük bir Türk mezarlığının varlığı da dikkati çekiyor.
1884’te Krallık kararı ile Türk mezarlığının yanındaki bir alan, şehirdeki Yahudi toplumuna tahsis edilirken, Yahudi mezarlığı 1910’da artık boş olan Türk mezarlığını da kapsayacak şekilde genişletildi. 1914’te ise şehirdeki Protestan mezarlığı, Atina Birinci Mezarlığı içerisine taşındı.
Yunan tarihi ve heykel sanatı için önemli
Bugün yaklaşık 162 dönüm alan üzerine kurulu mezarlıkta, 12 bin 300’e yakın mezar bulunuyor.
Mezarlık hem tarihi hem de sanatsal açıdan Yunanistan’da önemli bir unsur olarak kabul ediliyor. Bu mezarlığa defnedilenler arasında Yunanistan’ın siyaset, sanat ve edebiyat dünyasından çok sayıda önemli isim bulunuyor.
Eski Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu, dünyaca ünlü oyuncu ve eski Kültür Bakanı Melina Merkuri, Yunan ayaklanmasının öncülerinden Theodoros Kolokotronis, Yunan sinemasının yönetmenlerinden Theodoros Angelopulos, Yunan tarihinin önemli isimlerinden Trikupi ailesi üyelerinin mezarları göze çarpıyor.
Ünlü heykeltıraşların eserlerine ev sahipliği yapıyor
Mezarlıkta, ebedi uykudaki isimler kadar mezarların şekli de dikkati çekiyor. Neoklasik Dönem’in izlerini taşıyan mezar yapıları, 19’uncu yüzyıl Yunan heykel sanatında gelinen noktayı da yansıtıyor.
Yunanistan’ın önde gelen ve çoğu Tinos Αdası’ndan heykeltıraşları Halepas, Viçaris, Fitalis, Vidalis, Filipotis’in eserleri bu mezarlıkta yer alıyor.
Yunan heykeltıraş Yannulis Halepas’ın başyapıtlarından “Uyuyan Kadın” heykeli de burada bulunuyor.
Ünlü kişilere ait mezarların üzerindeki yazılar da edebi bir hassasiyetle yazıldığı için mezarlık, sanatla tarihin buluşma noktasına dönüşüyor.