Tarihi ve coğrafi öneme sahip geçmişin izlerini taşıyan birçok özel varlıkları bir araya getirerek Dünya Mirası Listesi çatısı altında korumaya alan UNESCO, dünya tarihinin arşivini tutmaya devam ediyor. 2021 yılında Arslantepe Höyüğü’nün Türkiye’den listeye katılmasıyla toplamda 19 eserle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde önemli bir yer edindik.
Dünya Mirası, UNESCO tarafından dünya tarihi için büyük öneme sahip alanları koruma altına alarak geleceğe kazandırmayı amaçlamaktadır. Eğer bir varlık tarihi bir başyapıt özelliği taşıyorsa ve bir süre zarfı içinde veya dünyanın kültürel alanında, mimarlık, teknoloji, anıtsal sanatlar, şehir planlama, peyzaj tasarımı vb. gelişmeler ile ilgili insani eserler arasında önemli bir değer sergilemesi gibi belirli bir kaç şartı yerine getirmesi taktirde listeye alınmaktadır. Gelin listede yer alan bazı kültür hazinelerimizi birlikte inceleyelim.
Hattuşaş: Hitit Başkenti – Çorum (1986)
Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olarak Anadolu’da 400 yıldan fazla hüküm sürmüş Hattuşaş,1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır. Yapılan araştırmalarda bulunan eserlerin çoğu Büyük Kral IV. Tudhaliya dönemine ait çıkmaktadır. Kalıntılar arasında tapınaklar, kraliyet konutları ve surlar gibi önemli eserler yer almakta.
Hattuşa’da bulunan kıymetli yapılardan biri de dini tapınakları olan Büyük Tapınak’tır. İki odadan oluşan Hattuşa Tapınağı’nın odaları tanrıları Fırtına Tanrısı ve Güneş Tanrıçası’na adandığı düşünülmektedir. Hattuşa’nın kuzeydoğusunda bulunan kentin en güzel açık hava tapınağı olan Yazılıkaya Tapınağı görülmeye değer güzelliktedir.
Nemrut Dağı – Adıyaman (1987)
1987 yılında UNESCO tarafından koruma altına alınan Nemrut Dağı ayrıca dünyanın sekiz harikasından biridir. Kommagene Kralı I. Antiochos’un M.Ö. 62 yılında Yunanlıların dinini, doğulu Perslerin diniyle birleştirmek amacıyla pek çok Yunan ve Pers tanrısının heykelini Nemrut Dağı’nın tepsine yaptırmıştır.
Yeni din oluşturarak Adıyaman’daki Nemrut Dağı’nı da dini bir merkez yapmayı hedeflemiştir. Antiochos’un tanrılarına teşekkür etmek amacıyla bugün Helenistik döneme ışık tutan mezar ve heykeller yaptırmıştır. Doğunun kutsallığını vurgulamak amacıyla en gösterişli ve görkemli heykeller bu tarafa yerleştirilmiştir.
Çatalhöyük ve Taş Devri Yerleşimi – Konya (2012)
9 bin yıl öncesine ait olan Çatalhöyük Neolitik Alanı’nın en önemli özelliği köy yerleşiminden kentleşmeye geçişi gösteriyor olmasıdır. Ortadoğu ve Anadolu’da birçok Neolitik alan bulunmuş olmasına rağmen Çatalhöyük, kalıntıların boyutu, nüfusun yoğunluğu, hem sanatsal hem kültürel gelenekler ve zaman içindeki sürekliliğin bütünleşmesi ile büyük bir evrensel öneme sahip olmuştur.
Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı – İzmir (2014)
Tarih boyunca ilklere şahitlik eden Bergama Helenistik, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntıları içinde barındırmaktadır. Sizleri karşılayacak büyüleyici Pergamon yerleşimi mimarisi ile Helenistik dönemin şehir planlamacılığını gözlerinizin önüne seriyor. Athena Tapınağı, Helenistik dönemin tiyatro yapısı, Trajan Tapınağı, kütüphane, Zeus Sunağı, Heroon, Dionysos Tapınağı, Agora ve Gymnasion yapıları dönemin mimarisini en iyi şekilde yansıtan eserlerdir.
Efes Antik Kenti- İzmir (2015)
M.Ö. 8. yüzyılda inşa edilen dünyanın sekiz harikasından biri olan Artemis Tapınağı’na ev sahipli yapan Efes Antik Kenti antik dönemin en önemli merkezlerinden biridir. Erken Hristiyanlık döneminin izlerini taşıyan Efes Antik Kenti Meryem Kilisesi, İsa’nın havarilerinden St. John’ın mezarı üzerine inşa edilen Bazilika gibi eserleri içinde barındırıyor. Efes içindeki dini değerlere sahip eserlerden dolayı Hristiyanlar tarafından hac mekânı olarak da kabul ediliyor.
Göbeklitepe Tapınağı – Şanlıurfa (2018)
Tarihi yeniden şekillendiren Göbeklitepe, yapılan yüzey çalışmaları sonucunda “V52 Neolitik Yerleşim Yeri” olarak tanımlanmıştır. İlerleyen çalışmalarda ulaşılan bulgular sonucu Göbeklitepe’nin 12000 yıl öncesine ait bir kült merkezi olduğu ortaya çıkmıştır. Göbeklitepe’den önce en eski eser İngiltere’de bulunan Stonehenge olarak biliniyordu. Ancak yapılan detaylı araştırmalardan sonra bulunan eserler neolitik dönemle ilgili tarihlendirmelerin yeniden gözden geçirilmesine sebep olmuştur.
Arslantepe Höyüğü – Malatya (2021)
Listenin en yeni üyesi Malatya’nın Battalgazi ilçesinde bulunan Arslantepe Höyüğü’dür. Anadolu’daki ilk şehir devleti olma özelliğini taşıyan Arslantepe Höyüğü, Genç Kalkolitik dönemden Demir Çağı’na uzanan tarihsel bir sürecin izlerini taşımaktadır. Devrilmiş kral heykeli, sarayı, mühürleri ve şehir altyapısı ile Arslantepe Hititlerden başlayarak Roma ve Bizans’a kadar birçok medeniyetten izlerini barındırmaktadır.