İstanbul’un en mütevazı semti olan Balat’tan bahsedeceğiz… İstanbul’da gezilecek yerler listenizin ilk sıralarında mutlaka Balat da olmalı. Burası, tarihi rengarenk evleri, taş döşemeli sokaklarıyla sizi bambaşka bir dünyaya götürecek.
Tarihi yarımadada Haliç kıyısına konumlanan Balat’ta İstanbul’un hem geçmişini hem de bugününü bir arada görebilirsiniz.
Hem tarihi, hem modern… Bir tarafında geleneksel mekanlar var, bir tarafında hippi mekanlar var… Havalı dükkanları da var, tarihi yapıları da…
Gerçekten insanın içinde heyecan uyandıran bir semt burası. İstanbul’un o boğucu betonlaşmasından sıkıldığınız zaman İstanbul’un içinde ama İstanbul’dan uzak bu semte giderek biraz olsun kafanızı dağıtabilirsiniz.
Kiliseler, camiler, tarihi evler, çarşılar, kafeler, antikacılar… Özellikle Balat’a hafta sonu giderseniz bu eşsiz güzellikleri çekmek için gelen bir sürü fotoğrafçı göreceksiniz.
Hadi gelin beraber Balat’ta gezilecek yerleri inceleyelim…
BALAT SOKAKLARI
Sokağın neyini gezeceğim demeyin, Balat’ı Balat yapan bu rengarenk sokaklar.
“Instagram’ın like avcıları” bu sokakları hiç boş bırakmıyor. Çünkü sokaklardaki yapılar oldukça büyüleyici.
Peki onlarca sokak var, bahsettiğiniz yerleri nasıl bulacağım diyenler için de listemizi yaptık tabi.
- Çorbacı Çeşmesi Sokak
- Fener Külhanı Sokak
- Merdivenli Yokuş
- Camcı Çeşmesi Yokuşu
- Sancaktar Yokuşu
- Kiremit Caddesi
- Vodina Caddesi
ÖZEL FENER RUM LİSESİ
Şimdiki adıyla Özel Fener Rum Lisesi ve Ortaokulu, geçmişteki isimleriyle Fener Rum Erkek Lisesi veya Kırmızı Mektep.
Balat’ta gittiğinizde ilk duraklarınızdan biri mutlaka Özel Fener Rum Lisesi olmalı. Bir şato ya da bir kale kadar ihtişama sahip olan bu yapıt Balat’ın nadide eserlerinden bir tanesi.
Fener Rum Lisesi’nin tarihi epey eskiye dayanıyor. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiği zaman Bizans’ın yönetici sınıfı ve tüccarları şehir terk ettiler ve farklı ülkelere yerleştiler. Bunun üzerinde Fatih Sultan Mehmet, 1454’te tüm Ortodokslara geriye dönmeleri için bir çağrı yaptı ve kendi dillerinde eğitim yapabileceklerini, patrikhanelerini yeniden ihya edebileceklerini ve tüm ibadetlerinin eskiden olduğu gibi serbestçe yerine getirebileceklerini bildirdi. Bu fermanın ardından yeniden İstanbul’a gelen Ortodokslar, Balat’ta işte bu okulu inşa etti.
FENER RUM ORTODOKS PATRİKHANESİ
Fener eskiden bir Rum semti, Balat ise Musevi mahallesiymiş. Bu sebepten dolayı bölgede farklı dinlere ait birçok yapı bulunuyor. Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi ise bu yapıların en değerlisi.
Balat gezinizden böyle bir öneme sahip olan patrikhaneyi ziyaret etmeden dönmemelisiniz.
- Her gün 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
MOĞOLLARIN MERYEMİ KİLİSESİ
Balat’taki en güzel eserlerden bir tanesi de Moğolların Meryemi Kilisesi. Bu kilise Kanlı Kilise olarak da bilinir.
Kilise, Fener semtinin tepesinde Petrion adı verilen bir yerde konumlanır. Fener Balat yürüyüş turlarının en önemli durağı olan Fener Rum Patrikhanesi’ne çok yakındır.
STEVİ STEFAN KİLİSESİ
Sadece Türkiye’de değil, dünya üzerindeki en önemli yapılardan biri bu kilise. Çünkü Stevi Stefan Bulgar Kilisesi, türünün tek örneği olma özelliğine sahip.
Bu kilisenin diğer bir adı da “Demir Kilise” çünkü aklınıza gelebilecek her şey demirden yapılmış durumda.
19. yüzyılda Bulgarlar kendi dillerinde ibadet edebilecekleri bir kilise istiyor ve bugünkü kilisenin yerine ilk olarak ahşap bir kilise sonrasında ise demir kilise inşa ediliyor.
AHRİDA SİNAGOGU
Balat’ta gezebileceğiniz ne önemli noktalardan bir diğeri de Ahrida Sinagogu.
Tarihi 15. yüzyıla dayanan bu sinagog, İstanbul’un ne eski yapıları arasında yer alıyor. Ayrıca 500 kişilik kapasitesiyle şehirde bulunan en geniş sinagog.
Aynı Fener Rum Patrikhanesi ve Stefi Stevan Ortodoks Bulgar Kilisesi gibi Ahrida Sinagog’u da Balat’ın çok yönlü, çok dinli yüzünü yansıtan bir yapı.
Ahrida Sinagogu içinde yer alan Teva yani dua kürsüsü şekliyle oldukça ilgi çekiyor. Bir gemi pruvasını andıran tevanın şekli kimilerine göre Nuh’un Gemisi’ne, kimilerine göreyse Yahudileri İspanya’dan Balat’a getiren geminin pruvasına yorumlanır.
FETHİYE MÜZESİ VE CAMİ
Fethiye şu anda hem müze hem de cami olarak hizmet veriyor. Müze severlerdenseniz burayı mutlaka ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Fethiye, 1294 yılında bir manastır olarak inşa edildi. Daha sonra bu yapıt kilise, patrikhane olarak hizmet vermeye başladı. Osmanlı döneminde ise minare ve mihrap kısmı eklenerek camiye çevrildi.
ÇIFIT ÇARŞISI
Balat’ın belki de en haraketli bölgesi burası. Bir yanda antikacı, yorgancı ve plakçı, bir yanda ise sobacı, eczacı ve kunduracılar var. Aklınıza gelebilecek her şeyi Çıfıt Çarşısı’nda bulabilirsiniz. Leblebiciler Sokak ve Lavanta Sokak arasında bulunan Çıfıt Çarşı’na da bir göz atmanızı öneririz.
FERRUH KETHÜDA CAMİ
Ferruh Kethüda Cami, Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı Semiz Ali Paşa’nın kethüdası yani kahyası olan Ferruh Ağa’nın emriyle 1562-63 tarihinde inşa ettirilmiştir. Peki bu caminin mimarı kim dersiniz? Mimar Sinan’ın sadece devasa camiler inşa ettiğini düşünenler çok yanılacak. Çünkü ‘Mur-i Natüvan’ yani güçsüz karınca lakabıyla mütevazılığın zirvesine oturmuş Mimar Sinan, kendisi gibi mütevazı bir cami inşa etmiştir.
Caminin içerisindeki Tekfur Sarayı’ndan getirilen çinilerle dekora edilmiş mihrap iç kısmın en dikkat çekici tarafı. Bahçesinde ise bir havuz ve dış duvarında bir güneş saati bulunuyor.