İzmir’de gezilecek yerler

Yaşayan şehir, yaşanacak şehir İzmir’de gezilecek yerler

STAJYER: E. ERVA ERDAL

Masmavi denizi, yemyeşil ve temiz doğası, mutfağı, tarihi ve insanıyla ‘Ege’nin İncisi’ her yıl yerli ve yabancı ziyaretçilerin gözdesi olmaya devam ediyor.

8000 yılı aşkın tarihe sahip olan İzmir’in gezilip görülecek o kadar fazla yeri var ki hepsini buraya sıralamakta pek de başarılı olamayabiliriz. Şehrin göbeği, Saat Kulesi’nden başlatabileceğiniz gezinizi, temiz, berrak, belki biraz tuzlu sularda devam ettirip, kendinizi son olarak doğanın kucağına bırakabilirsiniz.  Tamamen size kalmış.

Mavinin ve yeşilin en güzel tonlarını bulacağınızı düşündüğümüz yazımızda Amazonlardan günümüze kadar kendini bozmadan yenilemeyi başaran İzmir’i konu edineceğiz.

Konak-Alsancak

İzmir’in kalbi konumunda olan Konak; Kemeraltı, Alsancak, Basmane ve Konak Meydanı gibi aslında merkezi oluşturan bölgeleri kapsıyor.

İzmir’in kültür, sanat ve eğlence merkezi olarak bilinen Konak’ta, daha sahil kısmına inmeden mutlaka ziyaret etmeniz gereken Arkeoloji Müzesi bulunuyor.

Arkeoloji Müzesi, içerisinde İzmir ve çevre illerden getirilen eserleri bulundurduğu gibi şehir hakkında birçok bilgiyi de vermiş oluyor aslında. İçerisinde görebileceğiniz, Tanrıların ve ünlü düşünürlerin heykelleri, büyük bahçesinde rast gelebileceğiniz büyük mezarlar gezinize başlayabilirsiniz.

Müzeden çıkıp sahile doğru geldiğinizde belki isterseniz bir satıcıdan kumru alıp öyle devam edebilirsiniz yolunuza. Saat Kulesi’ni de gördükten sonra Tarihi Kemeraltı Çarşı’sında gezebilir, Kızlarağası Hanı’nda bir Türk Kahvesi içip yorgunluğunuzu atabilirsiniz.

İster tramvayla isterseniz yürüyerek geçebileceğiz Alsancak’ta, Arkas Sanat Merkezi’ni görmenizi mutlaka öneriyorum. Yılın farklı zamanlarında, dünyanın veya ülkenin farklı yerlerinden gelen değişik konulu sergilere ev sahipliği yapan bu yerin içerisi de dışarısı kadar estetik görünüyor. Üstelik girişler ücretsiz.

Kordon boyu yürüyüş yapabilir, Kıbrıs Şehitler Caddesi’nde gezebilir, Sevgi Yolu’nda oldukça ucuza çok güzel kitaplar alabilirsiniz.

Karşıyaka

Alsancak’tan vapur veya İZBAN ile; Konak’tan vapur ile ya da arabanızla kolaylıkla ulaşabileceğiniz Karşıyaka, çarşısı ve deniz manzarasıyla öne çıkmakta.

Vapurdan ve İZBAN’dan indiğiniz gibi karşınıza çıkan Karşıyaka Çarşı’da birbirinden farklı butik ve restoran bulunuyor. Boydan boya karşılıklı iş yerlerinin olduğu caddeyi sokak sanatçılarının müzikleriyle keyifle dolaşabilirsiniz.

Çarşı’dan yürüme mesafesi kadar uzak olan St. Helen Katolik Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz. 1904 yılında yapılan bu kilise, Karşıyaka’nın ilk Katolik Kilisesi olma özelliği ve yapısıyla dikkat çekiyor.

Oradan tramvayla Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonu durağına gittikten ve biraz yürüdükten sonra varacağınız Hamza Rüstem Fotoğraf Evi’ne gidebilirsiniz. İçerisinde her biri ayrı değere sahip orijinal eski fotoğraf makineleri, fotoğrafik efemera, fotoğraflar, çeşitli fotoğraf makinesi ekipmanları, tarihi ve erken yüzyıla ait fotoğrafhane stüdyosunun canlandırıldığı tarihsel stüdyo, karanlık oda ve gezici kamera obscura yer alan bu ‘Ev’ İzmir’in en kökü fotoğrafhanesi ve yaklaşık yüz yıllık bir geçmişe dayanıyor.

Bahçesinde bulunan Mavişehir Açıkhava Sergi Alanı’nda ise yaklaşık 90 eser bulunuyor. Burada lahitler, sütun başlıkları, tanrı, hayvan ve insan heykelleri ile mezar stelleri ve mezar taşlarını inceleyebilirsiniz.

Buradan çıkıp tekrar tramvay ile Bostanlı’ya gidebilir, Seyir Terasları’nda gün batımının tadını çıkarabilirsiniz.

Ayrıca, Homeros Vadisi’ne uğrayıp doğayla bir bütün halinde piknik yapabilir, şehrin gürültüsü ve stresinden uzaklaşabilirsiniz.

Dikili

“Şehrin karmaşasından uzaklaşayım, kendimi serin sulara, ılıcalara, doğaya atayım” diyorsanız Dikili, bu istekleriniz için en ideal yer olabilir.

İlk olarak Dikili’nin hemen yukarısında yer alan Bergama’daki Bergama Antik Kentinden bahsedeceğim. Aralarında yaklaşık yarım saat bulunan iki ilçeye ulaşım da şehir merkezinden gayet kolay. Gelelim asıl konumuz Bergama Antik Kenti’ne.

2011’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dâhil edilen Pergamon ya da bilinen adıyla Bergama, 2014’te ise Dünya Mirası olarak tescil edilmiştir. Biraz tepe bir yerde kalan bu kent, mutlaka gidilip görülmesi gereken Antik Kentlerden.

Serinlemek İçin

“Biraz da serinleyelim” diyorsanız da Çandarlı ve Pissa Plajı’nı öneriyoruz.

Dikili’de yer alan Çandarlı’nın popüler noktalarından biri olan Çandarlı Plajı, sahip olduğu mavi bayrağıyla temizliğini belgelemiştir. Girişi ücretsiz olan plaj, Çandarlı Kalesi’nin tam önünde olduğu için kale manzarası da her zaman gözler önünde bulunuyor.

Pissa Koyu’nda yer alan ve adını da buradan alan Pissa Plajı, bembeyaz kumları ve turkuaz suyuyla serinlemek isteyenlerin uğrak noktası halinde. Çandarlı Plajı gibi, girişi ücretsiz olan bu plajda Bademli Köyü’ne ait ‘Koruk Suyu’ adındaki üzüm suyundan yapılan soğuk meşrubatı içerken güneşin ve denizin tadını çıkartabilirsiniz.

Rahatlamak İçin

“Romatizmama ne iyi gelir?” diyorsanız da Bademli Köyü’nde bulunan Bademli Ilıcasını öneriyoruz.

Hiç tesis yapılmadan, sadece taşlarla minik havuzların oluşturulduğu alandaki suyun içerisinde bulunan hidroasetat iyonu sayesinde romatizma ağırlarına, cilt hastalıklarına ve benzer ağrılı rahatsızlıklara iyi geliyor.

Her şeyinden ücretsiz olarak yararlanabileceğiniz Bademli Köyü Ilıcasına sabah erken saatlerde giderseniz, yer bulma şansınız artacaktır.

Doğayla İç İçe Olmak İçin

Bunun için size 4 tane yer önereceğiz. Bunlar üçü hemen hemen aynı yerde iken biri biraz uzakta.

“Hikayesi olan bir yerlere gidelim” diyorsanız, sizlere Aşıklar Şelalesi, Ece Çağlayanı ve Ağlayan Mağara’yı öneriyoruz.

Dikili’nin Nebiler Köyü’nde yer alan bu üç yerin hikayesi biraz efsanevi.

Evlenilmesine izin verilmeyen Yörük Ali ve Padişahın kızı olan Sümeyra’nın her gün gizlice buluştuğu Nebiler Vadisi’nde bir gün askerlere yakalanırlar. Hikâyeye göre, askerler onları öldürecekken birdenbire‘’sonsuza kadar birlikte olmak, hiç ayrılmamak’’ adına ettikleri dua kabul olur ve iki âşık akan bu şelaleye dönüşürler.

Bu ‘efsanevi’ yerde kamp yapabilir, yüzebilir, yürüyüş yapabilirsiniz. Tamamen size kalmış. Girişi ise araç başına 20 TL.

Ece Çağlayanı’na ise Âşıklar Şelale’sinden 30 dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz.

Ağlayan Mağara’nın hikâyesi de şu şekilde;

Rivayete göre kızı Sümeyra’nın ölümüyle kendini buraya kapatıp sürekli ağlayan padişahın gözyaşları bu mağarada yer etmiş… Bu etkileyici hikâyeyi yarım bırakmayıp Aşıklar Şelalesi’nin hemen yanındaki Ağlayan Mağara’yı görmelisiniz.

Bu üç yerin de havası ve suyu eminiz ki size iyi gelecek.

Bir diğer doğa noktası olan Karagöl Tabiat Parkı, az bilinen gizli cevherler arasında yer alıyor. Gezi ve spor için oldukça elverişli olan, volkanik hareketlerle oluşmuş krater gölünün bulunduğu ekolojik bir alan ama maalesef civarında yapılacak çok bir şey mevcut değil.

Foça

Köyleri ve sokaklarıyla ünlü olan Foça’nın internet üzerindeki görüntüleri gerçeğiyle birebir aynı diyebiliriz. İç açıcı havası fotoğraflardan bile belli olan bu ilçe de doğa, tarih ve tatil severlerin bir numaralı noktası.

Koyları, köyleri, sokakları, tarihi yapılarıyla dikkat çeken Foça’da mutlaka görmeniz gereken yerleri kısaca şu şekilde sıralayalım;

  • Siren Kayalıkları
  • Kybele Açık Hava Tapınağı
  • Sazlıca Koyu
  • Athena Tapınağı

Çeşme

“Çeşme” denilince akla ilk gelen yer tabii ki Alaçatı’dır. Sokakları, restoranları, deniziyle her zaman gönülleri fethetmeyi başarmıştır Çeşme. Alaçatı’ya gidip de yel değirmenlerini görmeden dönmek olmaz, ilk durak Alaçatı Yel Değirmenleri.

İlçenin neredeyse hemen ortasında bulunan Çeşme Kalesi, içerisinde sergilenen eserler ve manzarasıyla dikkat çekiyor.

Diğer bir durağımız Ilıcalar. Ilıca plajının hemen yanında bulunan Ilıcalar’da denizin ortasından çıkan termal suyu kendine oluşturduğu doğal bir havuza doluyor. Çevresinde herhangi bir soyunma kabini, eşyalarınızı bırakabileceğiniz bir dolap ya da tuvalet gibi imkânlar bulunmadığı için ziyaretçiler için zor olabiliyor.

Siren Kayalıkları Orak Adası’nın batısında bulunan doğal oluşumlardan meydana gelmiştir. Kayalıkların altındaki mağaralar, Akdeniz fok balıklarının barınakları haline gelmiş. Yunan mitolojisinde geçen ismiyle Seireneler, Sirenum Scopuli olarak adlandırılmış adada yaşayan deniz hayvanlarıdır. Hikâyede anlatılana göre, adanın çevresi uçurum ve kayalıklar ile çevrelenmiş.

Biraz da tarih olarak önerebileceğimiz yer, Erythrai Antik Kenti. Yunanca “kızıl kent” anlamına gelen antik kent Ildırı’da yer alıyor. Bu ismin bölgede bulunan kırmızı topraklardan geldiği söyleniyor. Antik Çağ’daki 12 İyon kentinden biri olduğu bilinen Erythrai tarih boyunca birçok farklı uygarlığın hâkimiyetine geçmiş. Antik kent içerisinde tiyatro, Kybele Kayalıkları, Athena Polias Tapınağı, Heroon ve Matrone Kilisesi yer alıyor. Adeta bir açık hava müzesi olan antik kent Çeşme’de mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden.

Urla

İzmir’in en güzel tatil beldeleri arsında yer alan Urla, temiz havası, tarihi köyleri ve lezzetli yemekleriyle ön plana çıkıyor.

Bu güzel ilçede de diğerleri gibi gezip görmeniz gereken birçok yer var. Hepsini buraya sıralayıp sizleri sıkmamak adına ‘mutlaka’ diyebileceğimiz yerleri sıraladık.

Çeşmealtı:

Urla’nın merkezine yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bulunan Çeşmealtı’nda sakinliği ve huzuru tam anlamıyla bulabilirsiniz. Ege’nin en eski limanlarına ev sahipliği yapan Çeşmealtı’ndan 12  adalara günübirlik turlar da düzenleniyor. Otel, pansiyon ve kiralık yazlıklarda kalabileceğiniz gibi, çadır kurabileceğiniz kamp alanları da bulunuyor.

Çeşmealtı Limanı’nda gün batımını seyredebilir, akşam saatlerinden itibaren kurulmaya başlanan Çeşmealtı Pazarı’na uğrayabilir, sevdiklerinize hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz.

Demircili Koyu:

Urla ilçe merkezine ise 24 km, Demircili köyünden yaklaşık 3 km uzaklıkta bulunan Demircili Plajı muhteşem doğasıyla ve berrak deniziyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisi çekiyor.

Konaklama için herhangi bir yer bulunmayan cam gibi deniziyle ünlü olan Demircili Plajı’nda temel ihtiyaçlarını giderebileceğiniz, şezlong ve şemsiye kiralayabileceğiniz tesis ve kafe mevcut. Rüzgâra açık olan Demircili Plajı amatör ve profesyonel sörfçüler tarafından sıkça ziyaret edilmekte. Plajda ayrıca yaz sezonlarında dalış dersleri de verilmekte. Su altının büyülü dünyasını yakından görmek ve seyahatinizde farklı bir deneyime imza atmak isterseniz saatlik dalış derslerine katılabilirsiniz.

Karantina Adası:

Urla sahiline yaklaşık 500 metre uzaklıkta bulunan adaya Urla sahiline M.Ö. 225 yılında Büyük İskender tarafından yaptırılan yolla gidilebiliyor. Günümüzde çam ve palmiye ağaçlarıyla kaplı olan yol sayesinde adanın güzelliğine güzellik katılmış.

Hikâyesini buraya yazıp vaktinizi almayacağım. Size şimdiden iyi yolculuklar…

Sanat Sokağı:

Sanat Sokağı Urla’da ziyaret edebileceğiniz en güzel yerlerden biri olduğu su götürmez bir gerçek. Urla ilçe merkezindeki Zafer Caddesi üzerinde bulunan Sanat Sokağı alışveriş severlerin uğrak noktası. Zafer Caddesi, 2010 yılında birkaç sanatçının ve sanatseverlerin cadde üzerinde atölye kurması ve sanat etkinlikleri düzenlemeleri sonucunda Sanat Sokağı olarak anılmaya başlamıştır.

19. yüzyıl ortalarından kalma taş binaların bulunduğu Sanat Sokağı’nda antikacılar, sanat atölyeleri, el işi ve hediyelik eşya satan tezgâhlar ve dükkânlar bulunmakta. Sanat Sokağı’nda özellikle hafta sonları olmak üzere sanat etkinlikleri ve konserler düzenlenmekte. Sanat Sokağı’nda bulunan atölyelerde sanatçılar tarafından seramik, heykel, resim, gitar, piyano, keman, ahşap boyama gibi birçok alanda kurslar verilmektedir.

Urla’nın sanat dolu sokağında keyifli zaman geçirebileceğiniz gibi tarihi taş evlerde bulunan pastanelerde ve kafelerde Urla’ya özgü lezzetlerin tadına bakabilirsiniz.

Seferihisar

Türkiye’nin ilk sakin şehri (Cittaslow) unvanını taşıyan Seferihisar’da, Çeşme için Alaçatı ne ise, Sığacık da o’dur. O yüzden ilk bahsedeceğimiz yer Sığacık.

Sahilde limanı çevreleyen kalenin içine kurulan köyün daracık sokakları ve özgün mimarisi görülmeye değer. Burada, 1522’de Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle yaptırılan Sığacık Kalesi, görülecek yerler arasında bulunuyor.

Balıkçı köyü ayrıca, dalış yapıp zıpkınla balık avlamak isteyenlerin ya da yatla koyları gezmek isteyen tatilciler için tam anlamıyla bir cennet.

Diğer bir durağımız da Teos Antik Kenti.

Tarihi MÖ 1000 yılına dayanan Teos Antik Kenti Seferihisar’a 5 km uzaklıkta. Seferihisar ile Sığacık yolu üzerinde konumlanan antik kent, yarımadaya kurulu bir liman şehri.

Antik kentten günümüze ulaşan ve iyi korunmuş çok sayıda kalıntı bulunuyor. Akropol, antik tiyatro, kent surları, antik liman ve Anadolu’daki en büyük Dionysos Tapınağı görülebilecek eserler arasında.

Akkum Plajı’ndan bahsetmeden geçemeyiz. Seferihisar’ın en popüler plajlarından Akkum, İzmir şehir merkezine yakınlığı nedeniyle yaz mevsiminde özellikle hafta sonları ziyaretçi akınına uğruyor. Sığacık’taki Akkum Plajı, masmavi berrak temizi, yemyeşil doğası ve plajdaki imkanlarıyla mavi bayrak taşıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir